Ana içeriğe atla

Çocuklarda Cinsel Eğitim

Büyüme çağında bulunan çocuklar, kuş gribi endişesiyle tavuk ve yumurta yiyemediği için risk altında... Çocuklara, protein eksikliğinin giderilmesi için balık ve süt verilmesi önerildi

Kuş gribi nedeniyle tavuk ve yumurta yiyemediği için sağlıklı büyüme açısından risk altında bulunan çocukların, bu ürünlere alternatif olarak balık, süt ve süt ürünlerini tüketmeleri önerildi. Selçuk Üniversitesi Gıda Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Mustafa Karakaya, tavuk ve yumurtanın hayvansal proteinin karşılanması açısından önemli ürünler olduğunu söyledi.

'Ucuz kaynaklar'
Bu ürünlerin ucuzluğu nedeniyle özellikle orta ve dar gelirli aileler tarafından daha fazla tüketildiğini ifade eden Doç. Karakaya, yumurtanın anne sütünden sonra gelen en önemli besin olduğunu, ancak kuş gribi korkusu nedeniyle artık çocuklardan uzak tutulduğunu belirtti.
Karakaya şöyle konuştu: "Kuş gribi, hayvansal protein eksikliğini ciddi boyuta taşıdı. Et ve yumurtadan uzak büyüyecek çocuğun sağlıklı gelişmesi beklenemez."

Kaynak: http://www.milliyet.com.tr/2006/01/23/guncel/gun03.html
Çocukların cinsellikle ilgili soruları pek çok aileye zorlu anlar yaşatır. Ancak bunun doğal ve sağlıklı bir merak olduğunu kabul etmek, doğru ses tonu ve kelimelerle soruları basitçe yanıtlamak çocukların meraklarını tatmin etmeye yetiyor.

Çocuk büyütmenin kolay olduğunu herhalde kimse iddia edemez. Çocuklar büyürken zaman zaman zorlu anlarla karşılaşılır. “Eyvah, çocuğum büyüyor”, dedirten anlardan biri de şüphesiz çocukların cinselliklerini keşfetmeleriyle başlıyor, çünkü bu keşfin ardından sorular geliyor: “Ben nasıl doğdum?”, “Kızlar neden ayakta çişlerini yapamıyor”, “Neden benim pipim var da senin yok anne”... Bu soru listesi daha çok uzayabilir ve daha rahatsız bir hal alabilir. İşte tam bu noktada durun ve derin bir nefes alın! Çocukların cinselliği keşfi diğer keşiflerinden çok farklı değil. Mevsimlerin değişmesi, kedilerin neden konuşamadıkları ne kadar ilgilerini çekiyorsa, farklı farklı cinsiyetlerin olmasını keşfetmeleri de bir o kadar ilgilerini çekiyor, sadece merak ediyorlar ki bu da çok normal. Ancak cinselliğe bakışlarının sağlıklı olabilmesi ailelerinden ve dışarıdan gelen tepkilere göre belirleniyor.

Cinselliğin Keşfi
Çocukların cinsel konulara ilgi duymaya başlaması bir anda olmuyor. Adım adım gelişiyor, ancak genellikle iki üç yaş civarında bu konuya ilgi göstermeye başlıyorlar. Bu dönemde, ilk aşama çocuğun kendi cinsiyetinin bilincine varması. Hemen ardından da karşı cinsi tanımak istiyor ve kendisi ile karşı cins arasındaki farklılıkları inceliyor. İkinci aşamada çocuklar cinsel kimliklerine sahip çıkmaya başlıyor. Kız çocukların sürekli elbise ve etek giyme konusundaki ısrarları, erkek çocukların külotlu çorap giymeye karşı dirençleri cinsel kimlik davranışlarının belirgin örneklerini oluşturuyor. Çocuk gelişimindeki diğer her konuda olduğu gibi, cinsiyetin keşfedilmesi ve cinselliğe ilgide de çocuklar bireysel farklılıklar gösteriyor, kimi çocuk iki yaşında bu konulara ilgi duymaya başlarken, kimisi dört yaşına doğru ilgi duymaya başlıyor. Çocuğunuzun cinsiyetini keşfetmeye başladığı dönemi davranışlarından olduğu kadar, sorduğu sorulardan da anlayabiliriz. Cinsel organıyla oynamaya başlaması, çıplak dolaşmakta ısrar etmesi, yaşıtı arkadaşlarının veya anne babanın cinsel organını görmeyi talep etmesi, cinsiyet farklılığını öne çıkaran oyunlara ilgi göstermesi, kendi kendini uyarmaya başlaması ve karşı cinsi tanımak, karşı cinsle kendi cinsi arasındaki farklılıkları ve insanların nasıl ürediğini öğrenmek amacıyla sorular sorması, çocuğun cinsiyetini ve cinselliği keşfinin göstergeleri.. Bu noktada anne babalar kendi eğitimlerine, sosyo-kültürel düzeylerine, aile yapılarına, ahlaki değerlerine ve inançlarına göre çocuğun sorularını yanıtlamaya başlıyor.

Çocuğun cinsel eğitimi
"Aileler bu noktada tıkanabiliyor, çünkü uygun cevabı vermek gerekiyor, gelecekteki hayatını yanlış etkilememiş olmaktan çekiniyorlar. Genelde ilk soru kendisiyle ilgili oluyor ve daha sonrasında sizi merak ediyor ve görmek istiyor, peki ne yapmak lazım?" Amerikan Hastanesi ve Persona Danışmanlık çocuk psikiyatristlerinden Güzide Soyak tüm anne ve babaların kaygısını ortaya koyan bu kilit soru için danışılan uzmanlardan biri. Gerçekte çocukların merakı ne kadar masumane olursa olsun, anne babaların çocukla ilişkilerinde en çok zorlandığı alanlardan birinin bu olduğunu söyleyen Güzide Soyak, “çünkü bizim kuşağımız ayıplarla ve yasaklarla çok daha örülüydü. Bu yüzden bu soruları yanlış yanıtlama kaygısını daha yoğun yaşıyoruz,” diyor. Güzide Soyak’ın anlattığına göre anne babaların başvurabileceği bir sürü kitap var, ancak bunlar daha çok gelişimi anlatıyor, oysa ailelerin kendi içlerinde yaşadıkları çok özel şeyler de olabiliyor. Çocuk babayı çıplak görmüş olabiliyor ya da bu konuda talebi olabiliyor. Çocuk “benimki böyle, seninkini göster” diyor. Ya da istemeden, ama biraz daha sıkıntılı şeylere maruz kalmış olabiliyorlar, anne babanın cinsel ilişkisine tanık olabiliyorlar. Ya da çocuktan bu konu hakkında çok soru geliyor.

Ancak öncelikle şunu belirtmek gerekir. Çocuğunuz size cinsellikle ilgili sorulara başladığında kafasında sizin sahip olduğunuz önyargılara sahip değil. Bunu oluşturacak sizlerin çocuklara yaklaşımınız oluyor. Bu nedenle kendi cinsiyetinin bilincine varmaya ve cinsel konulara ilgi duymaya başlayan çocukların anne babalarının ve çocuğun ilişkide olduğu diğer büyüklerin çocuğa verdiği mesajlar çok önemli. Mesajların sadece sözlü olmadığını unutmamak gerek, ailelerin sadece sözlerine değil, davranışlarına, mimiklerine ve ses tonlarına da dikkat etmeleri gerekiyor. “İfade çok önemli. Açıklamaları her zamanki ses tonunuzla vermeli ve doğru kelimeleri seçmelisiniz,” diyen Güzide Soyak, “öyle yapılmaz”, "nasıl gösterirsin" gibi sert tepkiler verdiğinizde, çocuğun tepkinizi okuyarak yanlış mesajlar alabileceğini söylüyor: "Cinsellik onun için anlamlı bir şey değil, o sadece merak ediyor, tıpkı diğer her şeyi merak ettiği gibi. Sadece cinsellikle ilgili değil, bütün ilişkiyi böyle yapılandırmak gerekiyor. İlişkinizle ilgili birtakım kuralları oluştururken de uyulması gereken temel prensipler bunlar. Doğru ses tonu, doğru kelimeler. İlişkiniz iyiyse, zaten çocuk da bunu kurcalama gereği duymaz. Aldığı cevaptan tatmin olur."

Çocuklarda mastürbasyon
Çocukların cinsel organları ile oynayarak kendilerini uyarmaları günümüzde normal karşılanıyor. Ancak yine de aileleri tedirgin eden ve ne yapacaklarını tam olarak bilemedikleri bir alan. Güzide Soyak'a göre merak eden ve keşfeden bütün çocuklar mastürbasyon yapıyor, ancak anne çocuk ilişkisi iyi değilse, çok yoğun olarak yaşanabiliyor. Bu noktada müdahale edilmesi gereken mastürbasyondan önce ilişkinin kendisi. Özellikle evin içinin gergin olduğu, anne çocuk ilişkisinin çatışmalı olduğu durumlarda, özellikle bu tarz merakları olduğunda sert tepki görüyorsa, cezalandırılma, ayırma, eleştirilme, ayıplama gibi uyarılar almaya başlıyorsa mastürbasyon artıyor. İlişki üzerinden tepki çektiği zaman, her ne kadar tatsız bir ilişki tarzı bile olsa, annenin kızacağını bile bile yapmaya devam ediyor, çünkü annenin ilgisini üzerinde tutmuş oluyor. Bu hareketler devam ettiğinde, anne çok huzursuz oluyor, çünkü sınır tam oluşmadığı için çocuk bunu her yerde yapmaya devam ediyor. O noktada kendi odasının, özel bir yerinin olduğunu, bunu herkesin arasında yaptığında hoş durmadığını anlatmak gerekiyor. En önemlisi de ilişkiyi tamir etmek gerekiyor: "Çocuklar durup dururken çok yoğun mastürbasyon yapmaz. Her çocuk mastürbasyon dozunu çok yüksek yaşamıyor."

Çocuğun cinsiyetini keşfetmeye başladığı dönem, davranışlarından olduğu kadar, sorduğu sorulardan da anlaşılabilir. Bu noktada anne babalar eğitimlerine, sosyo-kültürel düzeylerine, ahlaki değerlerine ve inançlarına göre soruları yanıtlamaya çalışır.


Güzide Soyak, özellikle kız çocuklarında bebeklikten itibaren bebeklik mastürbasyonu denen duruma da dikkat çekerek, bunun tahrişten kaynaklanabileceğini söylüyor. Böyle durumlarda ilk önce çocuk doktoruna danışmakta fayda olduğunu söyleyen Soyak, "öncelikle o bölgede bir kızarıklık, tahriş olup olmadığına bakmak gerekiyor. Sadece medikal destek alıp hiçbir sorunu kalmayan çocuklar görüyoruz," diyor.

Yanıtı başka yerde aramasın
Çocukların gelişimlerin tamamlayabilmeleri için sorulan tüm soruların cevaplandırılması gerekiyor. Çocuklar hayatı tanımaya başlamalarıyla beraber ilgi alanları da genişliyor ve özellikle ülkemizde pek çok ailenin çocuklarıyla konuşmaktan kaçındığı cinsel sorular başlıyor. Çocukların gelişimini en iyi şekilde tamamlamaları ve sağlıklı bir cinsel hayata sahip birer yetişkin olabilmeleri için gerekli cinsel eğitimi almaları gerekiyor. Anne ya da babasına cinsellik hakkında sorular yönelten çocuk gerekli cevapları alamadığında ya da ters bir tepkiyle karşılaştığında, merakını değişik yollarla gidermeye çalışabiliyor. Bunu önlemek için de gerek ailenin gerekse okulun çocuğu tatmin edici, ancak ihtiyacından fazlasını içermeyen açıklamalarına ihtiyacı olduğunu unutmamalıyız.

Amerikan Hastanesi ve Persona Danışmanlık’tan Çocuk Psikiyatrı Güzide Soyak sorularımızı yanıtladı:

"Çocuğun sınırlarını öğrenmesi şart"

Çocuğun cinselliğini keşfi nasıl başlıyor?
Daha çok 2-3 yaş arası çocukların bu konuya ilgi göstermeye başladığı yaşlar. Ama değişim adım adım oluyor. Özellikle bu dönemde okul öncesi eğitime başlayan çocuklar, buradaki işler içinde herkesin cinsiyetleri arasında farklılıklar olabileceğini, bunun doğal ve normal olduğunu öğrenmeye başlıyor. Çocuklarda henüz bu konuda sınırlar tam olarak oluşmadığı için bu konuda akıllarına takılan ne varsa sormak, bazen de başkalarının cinsel organlarına dokunmak isteyebiliyorlar. Asıl sıkıntı da burada başlıyor. Ailelerde bir noktada tıkanabiliyor, çünkü uygun cevabı vermek gerekiyor. Bu soruyla bize gelen ailelere diyoruz ki, buradaki esas sorun sınır sorunu, yani kendisi ve başkaları arasında bir sınırın ve mahremiyetin oluşturulması gerekiyor. Çünkü iki üç yaşında çocuklar başlarına gelebileceklerden çok haberdar değil. O dönemde hala yıkanması, tuvalet temizliğiyle ilgili anneden babadan yardım istemek durumundalar. Bir yetişkine ihtiyaçları var. Sonuçta dokunmak onlar için normal. Dolayısıyla anne ve babasının cinsel organını görmek istediğinde, buna izin verirseniz ona “bu aslında herkese yapılabilir ve herkesten talep edilebilir” mesajını vermiş olursunuz. Oradaki esas sorun görmesi ya da görmemesi değil. Bu çocuk yarın öbür gün bir başka yetişkinden de bunu talep edebilir, yani sınırını oluşturamayabilir. İkincisi bir başka yetişkin onu bu konuda istismar ettiğinde çocuk bunu anlamayabilir.

Peki böyle bir durumda ne yapmak gerekiyor?
Bu talepte bir yanlışlık yok, tabii ki görmek isteyebilir, o zaman ona “tamam haklısın, ama beni çıplak görmenden hoşlanmıyorum, biz yetişkinler vücutlarımıza pek birbirimize göstermeyiz, cinsel organlarımızı birbirimize göstermeyiz, bu çok normal bir şey değildir” dememiz gerekir. Bu merakı keşfettiğiniz anda, çocuklar için hazırlanmış çok iyi malzemeler, yayınlar var, uzmanların hazırladığı bu yayınlarla tanıtmaya başladığınız takdirde, çocuk bu sorunun üzerinde çok fazla durmaz. Aslında özellikle cinsellikle ilgili konularda, sorularda nasıl cevap verebileceğimizi tam bilemiyoruz ve bazen o sorunun karşılığını bir yetişkin düzeyinde vermeye çalışıyoruz. Çocukların çok da öyle cevaplara ihtiyacı olmuyor. Onlar sadece görmek istiyor. Oradaki amaçta görmekten ziyade kendi sınırını oluşturmak. Siz göstermediğinizde ona başka bir şey öğretiyorsunuz ve diyorsunuz ki “bak herkesin sınırı vardır” ve “bu herkesten istenecek bir şey değildir”, “sen de kendini kapatıp gezmelisin, tuvaletten normal tuvaletini yapıp ondan sonra toparlanıp yerine dönmen gerek” demeliyiz. Özellikle bizde anneler, kız ya da erkek hiç fark etmiyor, tuvalet ve bireysel temizliğine gereksiz bir yardımda bulunuyorlar. Bu çocuğun sınırlarını oluşturması açısından son derece yanlış bir davranış. İki üç yaşından itibaren çocuklar bütün temizliklerini yapabilecek düzeye gelebiliyorlar. O arada öğretilmesi gerekenler temizliğini tam olarak sağlaması kadar, külotunu kaldırması, elbisesini derli toplu hale getirmesi de olmalı. Çıplaklık halinin toplum içinde kabul edilen, tercih edilen bir şey olmadığını ona uygun dille anlatmak gerek.

Anlaşılan sosyal sınırları çizmek bu eğitimin önemli bir parçası
Kesinlikle. Ev içinde bir başkasını çıplak görmek konusunda sınırı olmayan birisinin günlük yaşamda sınırlar konusunda zorluk yaşayacağını düşünüyorum. Her girdiğiniz düzen içinde, her türlü hayatın içinde belli birtakım sınırları oluşturmak zorundayız. Özellikler gelişim açısından bakıldığında sınırların zamanında oluşturuluyor olması, çocuğun bu toplum içinde var olurken, diğer kuralları da öğrenirken rahat olmasını sağlar.

"Ben nasıl dünyaya geldim" sorusunu nasıl yanıtlayacağız?
Bu nesil çocuklar artık bu soruyu sormuyorlar. Son üç dört yıldır sorulan bir soru değil. Artık eğitim kurumları bunu çok güzel hallediyor. Ailelere çok fazla iş kalmadı. Sadece uygun olmayan pozisyonları görürlerse, televizyonda mesela dozu aşmış bir cinselliği, hakikaten cinsel ilişkiyi gösteren bir sahne görürse o zaman kafasında sorular oluşuyor. Zaten biliyor penisin, vajinanın ne olduğunu. Bilmedikleri o ilişkinin o kadar sert yaşandığı, çünkü onlara sevmek diye anlatılıyor. Anaokulları, okul öncesi eğitim kurumları iki yaşından itibaren kızla erkek arasındaki cinsiyet ayrımından başlayarak, üremeyi anlatıyorlar. Ama sadece insanların üremesini değil, çiçeğinkini de, bitkininkini de... Bütün canlıların üreme sistemini biliyorlar.

Bu blogdaki popüler yayınlar

Çocuklarda Anne Babaya Yönelik Şiddet!

Özellikle ergenlik dönemindeki çocukların anne-babaya saldırgan davranması veya şiddet uygulaması oldukça sık görülen ancak hakkında fazla konuşulmayan bir durumdur. Anne-babaya yönelik şiddet; küfürlü konuşma, korkutma, tehdit etme, anne ya da babaya fiziksel zarar verme (itme, tekmeleme, eşyaları üzerine fırlatma, vurma), eşyalara ve eve zarar verme ya da bıçak vb. silahla tehdit etmeyi içerebilir. Anne-babaya yönelik şiddet ister bir kere yaşanmış olsun, isterse sürekli bir tutum olsun, mutlaka üzerinde durulması gereken bir durumdur. Memorial Hastanesi Çocuk ve Ergen Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Uzm.Dr. Ayten Erdoğan çocukların anne ve babasına karşı neden saldırgan bir tutum sergilediğini anlattı. Çocuklar anne-babasına neden saldırganlık ve şiddet gösterir? Çocuklar anne-babaya karşı çeşitli nedenlerle saldırganlık gösterebilir. Bu nedenlerden hiçbiri saldırganlık ve şiddet tutumunun hoş görülmesini gerektirmez, ancak özellikle de ergen çocuğunuzun neden böyle davrandığını

Anne ve Baba Arasındaki Sorunların Çocuğa Etkisi

Anne-babanın aralarındaki bazı tartışmaların çocuğa zararı yoktur. Ancak tartışmaların boyutları önemlidir. İnsanlar anlaşmazlıklarını tartışarak çözümlerler. Bu da çok doğaldır. Fakat tartışmalar; tartışmaktan öte, küfür, vurma, kırma, döğüşme şekline dönüşürse çocuğun dengesini zedeleyebilir. Çocuğa pek bir yarar sağlamayacağı gibi kızgınlık, öfke türü duygularını bastırması, kontrol etmesi gerektiği zamanlarda kötü bir örnek teşkil edecektir. Çocuğun; kendini koruyan, bakımını sağlayan kişilerin kontrolünü kaybettiğini görmesi, güvenini yitirmesine ve endişe duymasına sebep olacaktır. Bu tür örnekler ile karşılaşan çocukta; panik, korku, bazen de kabuslara rastlanabilir. "Hiçbir Şey Yok" Demeyin Bu tür davranışlar ile karşılaşan çocuğa "hiçbir şey yok" demek, açıklama yapmamak, belli etmemeye çalışmak çocuğu sakinleştirmeyecek, bilakis açıklama yapmadığınız için düşündüğü, hayal edeceği şeyler belki de daha kötü olacaktır. Diğer bir yönde anlaşmazlıklarınızı onu