Ana içeriğe atla

Anne ve Baba Arasındaki Sorunların Çocuğa Etkisi

Anne-babanın aralarındaki bazı tartışmaların çocuğa zararı yoktur. Ancak tartışmaların boyutları önemlidir. İnsanlar anlaşmazlıklarını tartışarak çözümlerler. Bu da çok doğaldır. Fakat tartışmalar; tartışmaktan öte, küfür, vurma, kırma, döğüşme şekline dönüşürse çocuğun dengesini zedeleyebilir. Çocuğa pek bir yarar sağlamayacağı gibi kızgınlık, öfke türü duygularını bastırması, kontrol etmesi gerektiği zamanlarda kötü bir örnek teşkil edecektir. Çocuğun; kendini koruyan, bakımını sağlayan kişilerin kontrolünü kaybettiğini görmesi, güvenini yitirmesine ve endişe duymasına sebep olacaktır. Bu tür örnekler ile karşılaşan çocukta; panik, korku, bazen de kabuslara rastlanabilir.


"Hiçbir Şey Yok" Demeyin

Bu tür davranışlar ile karşılaşan çocuğa "hiçbir şey yok" demek, açıklama yapmamak, belli etmemeye çalışmak çocuğu sakinleştirmeyecek, bilakis açıklama yapmadığınız için düşündüğü, hayal edeceği şeyler belki de daha kötü olacaktır. Diğer bir yönde anlaşmazlıklarınızı onun anlayacağı, ancak gerçekleri söyleyerek anlatmadığınızda ikiliklerle dolu bir dünyada yaşamaya yönelecektir. Tartışmalardan öteye giden anlaşmazlıklar sonucu "evi ayırma boyutuna gelindiğinde" çocuğunuza aranızdaki anlaşmazlığın ciddi olduğunu belirtmeniz gerekir. Sakladığınız takdirde daha sonra yapılan açıklamaları anlamakta güçlük çekecektir.


Bozulan Evliliği İyi Göstermek Güvensizlik Doğurur

Bozulan evlilikleri, iyi-olumlu gibi göstermeniz ileride çocuğunuzun karşılaşacağı olaylara karşı güvensiz olmasına neden olabilir. Diyelimki; eşinizden belli bir süre anlaşmazlıklarınızı gidermek veya düşünmek için bir süre ayrı yaşamaya karar verdiniz. Sadece bunun sizin ve eşiniz arasında bir anlaşmazlık olduğunu bazı kararlar almak için zamana ihtiyacınız olduğunu, ayrı yaşarken bu anlaşmazlıklarınızı çözmeye çalışacağınızı belki tekrar mutlu bir aile olabileceğinizi söyleyin. Bu anlaşmazlıkların sebebinin kendisinin olmadığını vurgulayın.

Çiftler arasındaki ayrılıklar bazen de hastalık veya alkolizm ile ilgili konularda olabilir. Çocuğunuza yapacağınız açıklama, eşinizin hastalığı ile ilgili olarak elinizden geleni yaptığınız, bir doktora başvurduğunuz ve ona doktorların yardım edeceği şeklinde olursa daha iyi anlamasını sağlar. Ancak; eşiniz tedavi olmayı reddediyorsa ve siz de yapacak başka birşey kalmadığını düşünüyor ve ayrılmaya karar verdiyseniz, çocuğunuzun sizi anlaması biraz daha zor olacaktır.

Çoçuğunuzun, hasta olarak kabul ettiğiniz eşinize hiçbir yardım yapmadan terkettiğiniz endişesine kapılmaması için defalarca da olsa sebeplerini anlatmalısınız.

Çocukların endişeleri bugüne kadar ona bakmış olan anne-babasının ayrılığı ile ona kimin bakacağı, ihtiyaçlarını kimin karşılayacağı endişesidir. Çocuğunuz boşanma kararınız karşısında direnecek kabul etmek istemeyecektir. Her ikiniz de onu sevdiğinizi, her ikinizin de ayrı evlerde olacağı, ikiniz ile de ayrı ayrı da olsa birlikte olacağını açıklayın.


Üzülmesin Diye Söylenen Yalanlar Yarar Değil Zarar Verir

Boşanmanız sonucunda büyük üzüntü duyacağı bir gerçektir. Çocuğunuz ayrılmanıza sebep her ne olursa olsun suçlayıcı bir tavır alacaktır. İnsanlar sevdikleri kişileri yitirdiklerinde veya ayrıldıklarında taraflardan biri ne kadar ilişkide yıpratıcı olurlar ise olsunlar hep iyi yönler ve anılar hatırlanır. Çocuğunuz eski eşinizden bahsettiğinde gerçekçi olun. Ancak; abartarak kötülemeyin. Tüm canlılar gibi yeni ortamlara, olaylara yaşayarak alışacaklardır. Siz de çocuğunuza destek vererek, ancak anne-baba ayrılığını size ve çevresine koz olarak kullanmasına izin vermeyip, beraber yaşayarak yeni duruma ve ortama uyum sağlamasına çalışın.

Gerçekler doğru şekilde söylendiğinde faydalı, üzülmesin diye söylenen yalanlar ise, çocuğunuz için unutmayın ki zararlı olacaktır.


Boşanma ve Çocuk üzerindeki etkileri...

Boşanma kararı, süreci ve sonrası ebeveynler kadar çocuklar için de zor bir süreçtir. En sorunsuz boşanma vakalarında bile çocuklar anne-baba ayrılığından etkilenirler. Boşanmak ve ebeveynlerin ayrı evlerde yaşamaya başlamaları bir bitişin ama aynı zamanda bir başlangıcın da göstergesidir. Bu yeni yaşama alışma sürecinde dengeler değişecektir. Önemli olan ise iki ayrı ev arasında ortak dengeyi kurmayı başarmaktır, ki bu hiç de kolay değildir.

Çocukta; annesi babası ayrılınca ilk sarsılan duygu “güven”dir. Çocuğun, annesi babasıyla yaşarken oluşan “ güven duygusu ” bu ayrılıkla sarsılır. Elbette bütün etkiler için çocuğun yaşı, gelişim derecesi, o yaşa gelinceye kadar yaşadıkları, içinde bulunduğu kişilik durumu önem taşıyacaktır. Etkilenmenin biçimini, derecesini, buna karşılık olan tepkileri değiştirecektir. Bağımlı çocuklar daha derin etkilenmeler yaşarken, bağımsız yetişmiş çocuklar daha az, daha farklı ama etkileneceklerdir. Bunu unutmayalım. Anne babaları ayrılan çocuklar, ne denli karşıt düşüncelere, karşıt duygulara sahip olurlarsa olsunlar “onların yeniden birleşmelerini ” ister. Çünkü gereksinimleri budur. Onlar yitirdikleri güven duygusunu ararlar.

Anne babası ayrılan çocuk, birini ya da her ikisini birden suçlama eğilimdedir. Bu duygu çocuğun kendisine de yönelebilir.

Boşanma, çocukların kolay kavrayıp benimseyecekleri bir durum değildir. Hele okul öncesi yaşlarda büsbütün anlaşılmazdır. Çocuk anne-babaya yapışabilir, yani onlardan ayrılma korkusu ile davranabilir. Uyku, yemek, tuvalet problemleri görülebilir. Okul çocukları, anne-baba ayrılığını ayıp bir olay gibi saklama eğilimindedir. Öfkeli ve saldırgan davranışlar sergileyebilir, dikkati dağılabilir, notlar düşebilir, içe kapanabilir. Bu davranış biçimleri, çocuğun gelişim süreçleriyle birlikte farklılaşır.

Çocuklarda anne-baba ayrılığına bağlı olarak ortaya çıkan ruhsal belirtiler çok çeşitlidir. Huysuzluk, hırçınlık, tedirginlik, içe kapanma, karamsarlık, depresyon ve saldırgan davranışlar en sık gözlenen belirtilerdir. Uyumsuzluk belirtileri; çocuğun yaşına, boşanmadan önceki örselenmesine ve boşanma sonrası dönemde, ana-babayla ilişkilerinin niteliğine göre değişir. Bu belirtilerin kalıcı olması da yine çok çeşitli etkenlere bağlıdır.

Her boşanmada, çocukların belli ölçüde örselendikleri göz önüne alınırsa, bunu en aza indirmek, ana-babanın yanlış tutumlardan kaçınmalarıyla sağlanabilir.

Bu nedenle, boşanması kesinleşmiş eşlerin şunları dikkate almasında fayda vardır:
  • Çocuğa boşanmanın ne demek olduğunu açık ve yalın bir dille anlatın. Bunu, eşinizi kötülemeden ve suçlamadan yapın. Geçinemediğinizi, bir arada mutlu olmadığınız, çabaladığınız halde anlaşmazlıkları gideremediğinizi belirtin.
  • Boşanmanın onu bir süre mutsuz, sinirli, hırçın yapabileceğini, bu tür duygularını saklamamasını, paylaşmasının onu rahatlatacağını söyleyin.
  • Boşanmada onun bir suçu olmadığını, onunla ilgisi bulunmadığını belirtin. Anne baba olarak sevginizin süreceğini, boşanmayla, anne ve babadan birini yitirmeyeceğini vurgulayın.
  • Çocuğu, eşinizle olan çatışmanızın dışında tutmaya çalışın. Onu kazanma yarışına girmeyin. Çocuğunuzu barışmak için aracı yapmayın.
  • Duygularınıza yenilip, çocuğu yan tutmaya zorlamayın. Size yaranmak için, eşinizi kötülemesine izin vermeyin.
  • Eski eşinizden öç almak için, çocuğu ondan yoksun bırakmayın. Bu durumda, asıl cezalanan eski eşiniz değil, çocuğunuzdur.
  • Çocuk, anne ve baba arasında top gibi gidip gelmemelidir. Bir evi, asıl evi olarak benimsemelidir. Çocukta sarsılan güven duygusu, ayrı yaşayan anne ve babayı sık görmesiyle değil düzenli aralarla ve sürekli görmesiyle onarılabilir.
  • Çocuğu, acıma duygularıyla ya da şımartarak eğitmeyin. Boşanma aşamasından sonra anne baba ayrı evlerde ve ayrı düzenlerde yaşasalar da çocuğun ortak bir tutum altında eğitilmesi gerekmektedir. Bunun için anne ve babanın evinde aynı kurallar olmalı, çocuğun eğitimi konusunda alınan kararlarda, kuralların uygulanmasında anne ya da baba birbirlerini sabote etmemeliler.
  • Ebeveynler çocuğun tedirgin ve güvensiz olduğunu düşünerek, aşırı tepkilerden kaçınmalıdır. Hele ki çocuk anne ya da babasına gönderilmemekle korkutulmamalıdır.
  • Çocukta gördüğünüz olumsuz davranışları, eski eşinize benzetmekten kaçının.
  • “Ne olacak babasının oğlu, babandan ne hayır gördüm ki senden göreyim! ”
    gibi ağır sözler kullanmayın.
Hazırlayan: Banu ÖZKAN

Bu blogdaki popüler yayınlar

Çocuklarda Anne Babaya Yönelik Şiddet!

Özellikle ergenlik dönemindeki çocukların anne-babaya saldırgan davranması veya şiddet uygulaması oldukça sık görülen ancak hakkında fazla konuşulmayan bir durumdur. Anne-babaya yönelik şiddet; küfürlü konuşma, korkutma, tehdit etme, anne ya da babaya fiziksel zarar verme (itme, tekmeleme, eşyaları üzerine fırlatma, vurma), eşyalara ve eve zarar verme ya da bıçak vb. silahla tehdit etmeyi içerebilir. Anne-babaya yönelik şiddet ister bir kere yaşanmış olsun, isterse sürekli bir tutum olsun, mutlaka üzerinde durulması gereken bir durumdur. Memorial Hastanesi Çocuk ve Ergen Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Uzm.Dr. Ayten Erdoğan çocukların anne ve babasına karşı neden saldırgan bir tutum sergilediğini anlattı. Çocuklar anne-babasına neden saldırganlık ve şiddet gösterir? Çocuklar anne-babaya karşı çeşitli nedenlerle saldırganlık gösterebilir. Bu nedenlerden hiçbiri saldırganlık ve şiddet tutumunun hoş görülmesini gerektirmez, ancak özellikle de ergen çocuğunuzun neden böyle davrandığını

Çocuklarda Cinsel Eğitim

Büyüme çağında bulunan çocuklar, kuş gribi endişesiyle tavuk ve yumurta yiyemediği için risk altında... Çocuklara, protein eksikliğinin giderilmesi için balık ve süt verilmesi önerildi Kuş gribi nedeniyle tavuk ve yumurta yiyemediği için sağlıklı büyüme açısından risk altında bulunan çocukların, bu ürünlere alternatif olarak balık, süt ve süt ürünlerini tüketmeleri önerildi. Selçuk Üniversitesi Gıda Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Mustafa Karakaya, tavuk ve yumurtanın hayvansal proteinin karşılanması açısından önemli ürünler olduğunu söyledi. 'Ucuz kaynaklar' Bu ürünlerin ucuzluğu nedeniyle özellikle orta ve dar gelirli aileler tarafından daha fazla tüketildiğini ifade eden Doç. Karakaya, yumurtanın anne sütünden sonra gelen en önemli besin olduğunu, ancak kuş gribi korkusu nedeniyle artık çocuklardan uzak tutulduğunu belirtti. Karakaya şöyle konuştu: "Kuş gribi, hayvansal protein eksikliğini ciddi boyuta taşıdı. Et ve yumurtadan uzak büyüyecek çocuğun sağlıklı geli