Ana içeriğe atla

Gebelikle İlgili Yanlış İnanışlar

Erzurum Nenehatun Kadın Doğum Hastanesi Kadın Doğum Uzmanı Dr. Işık Akın, AA muhabirine yaptığı açıklamada, hastanelerinin, bölgedekien yoğun doğum hastanesi olduğunu, ayda ortalama 700 doğum gerçekleştiğini söyledi.

Bölgenin değişik illerinden hasta geldiğini kaydeden Akın, doğum hastalarının önemli bir bölümünü kırsal kesimden gelenlerin oluşturduğunu söyledi.

Gebelikle ilgili bölgede yanlış inanışların sürdüğünü anlatan Akın, bu inanışların, özellikle kadının psikolojisi, gebelik kararı vegebelik sürecinde etkili olduğunu vurguladı.

Akın, bölgede gebelikle ilgili kulaktan dolma, yıllardır süregeleninanışların olduğu, bu inanışların bebeğin cinsiyetine göre de değiştiğini ifade etti.

Gebelikle ilgili yanlış inanışlarda, erkek bebeğe yönelik olumlu düşüncenin kıza göre daha baskın olduğunu kaydeden Akın, şunları söyledi:

''Gebelikte eğer bebek kız ise annenin çirkinleşeceği, erkek ise güzelleşeceği yönündeki inanış sürüyor. Bu yalnızca kırsalda yaşayan ya da eğitim seviyesi düşük insanlarda yaygın olan bir inanış değil, kentlerdeki, eğitim ve kültür seviyesi yüksek kadınlarda da bu tür düşünceler görülüyor. Bunun yanında, 'bebek kız ise gebeliğin zor, erkek ise gebeliğin kolay geçeceği' yönündeki inanış da hakim.''

Akın, söz konusu yanlış inanışlarda bile erkek bebeğin düşüncelerde farklı bir yere konulduğuna dikkat çekti.

GEBE KALIRSAM HASTALIĞIM GEÇER'' İNANIŞI

Akın, bölgede yaygın olan inanışlardan birinin de ''gebeliğin, kadınlarda bazı hastalıkları gidereceği'' yönünde olduğunu söyledi. Rahim ağzı yaraları, düzensiz kanamalar, ur ve kistin gebe kalınınca iyileşeceğine inanıldığını kaydeden Akın, ''Sırf hastalığı geçsin diye gebe kalan kadınlar var'' dedi.

Akın, yanlış inanışlar arasında ''kürtaj olan kadınların bir daha hamile kalamayacağı'', ''bir kez düşük yapan kadının hep düşük yapacağı'', ''annenin midesinin ekşidiğinde çocuğun saçlarının çok olacağı'' gibi inanışların da bulunduğu söyledi.

Bazı kişilerin bu inanışlara kendilerini kaptırdığını vurgulayan Akın, ''Bu nedenle biz, aynı zamanda hastalarımızı bilinçlendirmek için de çaba sarf ediyoruz. Bu tür kulaktan dolma bilgilerin yanlış olduğunu anlatmaya çalışıyoruz'' dedi.

Bu blogdaki popüler yayınlar

Çocuklarda Anne Babaya Yönelik Şiddet!

Özellikle ergenlik dönemindeki çocukların anne-babaya saldırgan davranması veya şiddet uygulaması oldukça sık görülen ancak hakkında fazla konuşulmayan bir durumdur. Anne-babaya yönelik şiddet; küfürlü konuşma, korkutma, tehdit etme, anne ya da babaya fiziksel zarar verme (itme, tekmeleme, eşyaları üzerine fırlatma, vurma), eşyalara ve eve zarar verme ya da bıçak vb. silahla tehdit etmeyi içerebilir. Anne-babaya yönelik şiddet ister bir kere yaşanmış olsun, isterse sürekli bir tutum olsun, mutlaka üzerinde durulması gereken bir durumdur. Memorial Hastanesi Çocuk ve Ergen Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Uzm.Dr. Ayten Erdoğan çocukların anne ve babasına karşı neden saldırgan bir tutum sergilediğini anlattı. Çocuklar anne-babasına neden saldırganlık ve şiddet gösterir? Çocuklar anne-babaya karşı çeşitli nedenlerle saldırganlık gösterebilir. Bu nedenlerden hiçbiri saldırganlık ve şiddet tutumunun hoş görülmesini gerektirmez, ancak özellikle de ergen çocuğunuzun neden böyle davrandığını

Çocuklarda Şımarıklık

Kendilerinin dünyanın ekseni olduklarını sanan nürotik çocuklar mı yetiştiriyoruz? Bu durumu ciddiyetle incelememiz için “Şımartılmış Çocuk Sendromu” diyelim. İsteyen "bolca pohpohlanan çocuklar" da diyebilir... Değişmeyen tek yan örnek olarak verdikleri cümlelerin hepimizin kulağına tanıdık gelen hatta günlük yaşamda sık duyulanlar oluşları; Anne arabada kemersiz yolculuk yapmasına izin verdiği çocuğu için “kemerle bağlanmayı sevmiyor, çığlık atmaya başlıyor, ne yapayım ben de takmıyorum…” diyor. 9 yaşındaki kızları her gece TV önünde alakasız saatlerde resmen baygın uyur kalırken anne ve babası “yatağında yatmayı sevmiyor, korkuyorum diyor, ne yapalım biz de bırakıyoruz…” v.s. diye kendi becerisizliklerini gördükleri halde bahanelere kaçmaya yatkın bir şekilde açıklıyorlar. “Kıyamıyoruz”, “ama üzülüyor, ağlıyor hatta ağlamaktan katılacak diye korkuyoruz”, “Psikolojisini kötü etkilemek istemiyoruz” diye adlarına mazeret gösterilen çocuklar çok zamanımızda. Neden kaynaklanıyo

Anne ve Baba Arasındaki Sorunların Çocuğa Etkisi

Anne-babanın aralarındaki bazı tartışmaların çocuğa zararı yoktur. Ancak tartışmaların boyutları önemlidir. İnsanlar anlaşmazlıklarını tartışarak çözümlerler. Bu da çok doğaldır. Fakat tartışmalar; tartışmaktan öte, küfür, vurma, kırma, döğüşme şekline dönüşürse çocuğun dengesini zedeleyebilir. Çocuğa pek bir yarar sağlamayacağı gibi kızgınlık, öfke türü duygularını bastırması, kontrol etmesi gerektiği zamanlarda kötü bir örnek teşkil edecektir. Çocuğun; kendini koruyan, bakımını sağlayan kişilerin kontrolünü kaybettiğini görmesi, güvenini yitirmesine ve endişe duymasına sebep olacaktır. Bu tür örnekler ile karşılaşan çocukta; panik, korku, bazen de kabuslara rastlanabilir. "Hiçbir Şey Yok" Demeyin Bu tür davranışlar ile karşılaşan çocuğa "hiçbir şey yok" demek, açıklama yapmamak, belli etmemeye çalışmak çocuğu sakinleştirmeyecek, bilakis açıklama yapmadığınız için düşündüğü, hayal edeceği şeyler belki de daha kötü olacaktır. Diğer bir yönde anlaşmazlıklarınızı onu