Ana içeriğe atla

Doğum Sonrası Depresyon

Uzmanlar doğum sonrası depersyonun "annelik hüznü" ile karıştırılmaması gerektiğini belirtiyor.

Çevresel faktörler ve doğum sonrası vücutta oluşan hormonal değişiklikler, kadınlarda bazı psikolojik sorunların ortaya çıkmasına neden olabiliyor.

Aileye katılacak yeni bireyin getireceği ek sorumluluklar gibi çevresel faktörlerin yanında, oluşan hormonal değişiklikler, kadınlarda doğum sonrası depresyona neden olabiliyor.
Depresyonun genellikle doğumdan sonraki ilk haftalarda etkili olduğunu anlatan Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi Psikiyatri Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Selçuk Kırlı, doğum sonrası depresyonunun aileye karşı sevgisizlik, sıkıntı, hayattan zevk alamama, çocuğu reddetme, hatta intihara kadar gidebilecek ciddi sorunlara yol açabileceğini ifade etti.

Doğum sonrası depresyonunun, doğum yapan her kadında normal olarak görülen ''annelik hüznü'' ile karıştırılmaması gerektiğinin altını çizen Prof. Dr. Kırlı, şunları söyledi:

''Depresyon kişinin ilk doğumundan sonra oluştuysa, diğer doğumlarda da oluşabilir. Bu nedenle sonraki doğumlarda hazırlıklı olmak için hekimle temasta olmak gerek. Aileler, depresyonu (annelik hüznü) ile karıştırıyor ve önemsemiyorlar. (Kendiliğinden geçer) diye doktora başvurma gereği bile duymuyorlar. Oysaki bu çok yanlış davranış. Doğum sonrası depresyonu kendiliğinden geçmez. Depresyonlar da diğer hastalıklar gibi kabul edilip, mutlaka bir uzman nezaretinde tedavi edilmelidir.''

Doğum sonrası depresyonun, ilaç tedavisiyle genellikle 6 ayda yapılabildiğini anlatan Prof. Dr. Kırlı, tedavinin kişinin durumuna bağlı olarak 2 yıla kadar da uzayabildiğini sözlerine ekledi.

Bu blogdaki popüler yayınlar

Çocuklarda Anne Babaya Yönelik Şiddet!

Özellikle ergenlik dönemindeki çocukların anne-babaya saldırgan davranması veya şiddet uygulaması oldukça sık görülen ancak hakkında fazla konuşulmayan bir durumdur. Anne-babaya yönelik şiddet; küfürlü konuşma, korkutma, tehdit etme, anne ya da babaya fiziksel zarar verme (itme, tekmeleme, eşyaları üzerine fırlatma, vurma), eşyalara ve eve zarar verme ya da bıçak vb. silahla tehdit etmeyi içerebilir. Anne-babaya yönelik şiddet ister bir kere yaşanmış olsun, isterse sürekli bir tutum olsun, mutlaka üzerinde durulması gereken bir durumdur. Memorial Hastanesi Çocuk ve Ergen Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Uzm.Dr. Ayten Erdoğan çocukların anne ve babasına karşı neden saldırgan bir tutum sergilediğini anlattı. Çocuklar anne-babasına neden saldırganlık ve şiddet gösterir? Çocuklar anne-babaya karşı çeşitli nedenlerle saldırganlık gösterebilir. Bu nedenlerden hiçbiri saldırganlık ve şiddet tutumunun hoş görülmesini gerektirmez, ancak özellikle de ergen çocuğunuzun neden böyle davrandığını

Çocuklarda Şımarıklık

Kendilerinin dünyanın ekseni olduklarını sanan nürotik çocuklar mı yetiştiriyoruz? Bu durumu ciddiyetle incelememiz için “Şımartılmış Çocuk Sendromu” diyelim. İsteyen "bolca pohpohlanan çocuklar" da diyebilir... Değişmeyen tek yan örnek olarak verdikleri cümlelerin hepimizin kulağına tanıdık gelen hatta günlük yaşamda sık duyulanlar oluşları; Anne arabada kemersiz yolculuk yapmasına izin verdiği çocuğu için “kemerle bağlanmayı sevmiyor, çığlık atmaya başlıyor, ne yapayım ben de takmıyorum…” diyor. 9 yaşındaki kızları her gece TV önünde alakasız saatlerde resmen baygın uyur kalırken anne ve babası “yatağında yatmayı sevmiyor, korkuyorum diyor, ne yapalım biz de bırakıyoruz…” v.s. diye kendi becerisizliklerini gördükleri halde bahanelere kaçmaya yatkın bir şekilde açıklıyorlar. “Kıyamıyoruz”, “ama üzülüyor, ağlıyor hatta ağlamaktan katılacak diye korkuyoruz”, “Psikolojisini kötü etkilemek istemiyoruz” diye adlarına mazeret gösterilen çocuklar çok zamanımızda. Neden kaynaklanıyo

Anne ve Baba Arasındaki Sorunların Çocuğa Etkisi

Anne-babanın aralarındaki bazı tartışmaların çocuğa zararı yoktur. Ancak tartışmaların boyutları önemlidir. İnsanlar anlaşmazlıklarını tartışarak çözümlerler. Bu da çok doğaldır. Fakat tartışmalar; tartışmaktan öte, küfür, vurma, kırma, döğüşme şekline dönüşürse çocuğun dengesini zedeleyebilir. Çocuğa pek bir yarar sağlamayacağı gibi kızgınlık, öfke türü duygularını bastırması, kontrol etmesi gerektiği zamanlarda kötü bir örnek teşkil edecektir. Çocuğun; kendini koruyan, bakımını sağlayan kişilerin kontrolünü kaybettiğini görmesi, güvenini yitirmesine ve endişe duymasına sebep olacaktır. Bu tür örnekler ile karşılaşan çocukta; panik, korku, bazen de kabuslara rastlanabilir. "Hiçbir Şey Yok" Demeyin Bu tür davranışlar ile karşılaşan çocuğa "hiçbir şey yok" demek, açıklama yapmamak, belli etmemeye çalışmak çocuğu sakinleştirmeyecek, bilakis açıklama yapmadığınız için düşündüğü, hayal edeceği şeyler belki de daha kötü olacaktır. Diğer bir yönde anlaşmazlıklarınızı onu