Ana içeriğe atla

Dikkat Bebeğiniz Bir Dahi

Bebeklerin çok üstün öğrenme becerisine sahip oldukları belirtildi. Gaziantep Üniversitesi Yabancı Diller Araştırma ve Uygulama Merkezi (YADİMER) Başkanı Yrd. Doç. Dr. Semih Summak, Dr. Elçin Summak ile birlikte yürüttükleri “Çoklu Zeka Kuramı” konulu deneysel araştırmanın 3 yıllık ilk aşamasının, bebeklerin öğrenme kapasitesi ile ilgili ilginç sonuçlar verdiğini söyledi.

Yrd. Doc. Dr. Semih Summak ve Dr. Elçin Summak, 3 yıllık araştırmalarının ilk aşamasında, bebeğin 3 yaşından önce konuşmayla birlikte birkaç dilde okumayı da öğrenebildiklerini belirlediklerini açıkladılar. Beyin ve zeka gelişiminde 0-6 yaş arasının çok kritik bir dönem olduğunu belirten araştırmacılar, bulgularının, ev tabanlı bir okul öncesi eğitim programının geliştirilmesine katkı sağlamak bakımından önemli olduğunu kaydetti.

Araştırma sürecinde bebeklerin çok üstün öğrenme becerilerine sahip olduklarını gözlemlediklerini belirten Semih Summak, “Bebekler 3 yaşından önce konuşmayla birlikte birkaç dilde okumayı da öğrenebiliyorlar. Tüm sağlıklı bebekler büyük zeka kapasitesiyle dünyaya geliyorlar. Ancak, beyin ve zeka gelişiminde 0-6 yaş arası, çok kritik bir dönem” dedi. Summak, bebeklerin olağanüstü bir öğrenme kapasitesine sahip olduklarını gördüklerini kaydetti.

“Dikkat aralığı”

“Bebekler 100’e kadar sayıları tanıyabiliyor ve 20’ye kadar sayabiliyor. Ayrıca, sanılanın aksine, bebeklerin 45-50 dakikaya kadar çıkabilen oldukça uzun bir ‘dikkat aralığına’ sahip olabileceklerini de gözlemledik” diyen Semih Summak, şöyle devam etti:

“Bu tür bir programı tüm gün çalışan anne babalar bile, evde çocuklarına rahatlıkla uygulayabilirler. Çünkü bebekler hiçbir usanma belirtisi göstermeden büyük bir zevkle program etkinliklerine katılıyorlar. Okuma ve matematik bir anlamda hobileri haline geliyor. 3 aylık bebeğin eğitimi, günde 15 saniyelik sürelerle başlayıp 40 dakikaya çıkarılıyor. Programın amacı, nörolojik bağlantıları yoğunlaştırarak bireyin potansiyel beyin/zeka kapasitesini en üst sınıra kadar çıkarabilmek. Programda okuma, müzik, yoga, yüzme, beden eğitimi ve problem çözme gibi etkinlikler araç olarak kullanılıyor. Okuma-anlama, yabancı dil öğrenme, bedensel ve duygusal alanlardaki gelişim, programın yan ürünü olarak ortaya çıkıyor.”

Araştırma bulgularının, ev tabanlı bir okul öncesi eğitim programının geliştirilmesine katkı sağlamak bakımından önemli olduğunu anlatan Semih Summak, şöyle konuştu:

“Böyle bir programın ülke geneline yaygınlaştırılması durumunda ilköğretimin ilk 2 yılına denk bir öğrenme, 6 yaşına kadar evde veya okul öncesi eğitim kurumlarında rahatlıkla sağlanabilir. Benzeri Beyin/Çoklu Zeka Geliştirme çalışmaları Amerika, Japonya, İtalya ve Brezilya’da yıllardır uygulanıyor. Bu ülkeler, bu konuda büyük bir birikim edinmişler. Bundan sonraki hedefimiz, maddi destek bulduğumuz takdirde, daha çok denekle ve Çoklu Zeka Kuramının kabul ettiği tüm zeka alanlarını kapsayacak bir çalışma yapmak olacak.”

Bu blogdaki popüler yayınlar

Çocuklarda Anne Babaya Yönelik Şiddet!

Özellikle ergenlik dönemindeki çocukların anne-babaya saldırgan davranması veya şiddet uygulaması oldukça sık görülen ancak hakkında fazla konuşulmayan bir durumdur. Anne-babaya yönelik şiddet; küfürlü konuşma, korkutma, tehdit etme, anne ya da babaya fiziksel zarar verme (itme, tekmeleme, eşyaları üzerine fırlatma, vurma), eşyalara ve eve zarar verme ya da bıçak vb. silahla tehdit etmeyi içerebilir. Anne-babaya yönelik şiddet ister bir kere yaşanmış olsun, isterse sürekli bir tutum olsun, mutlaka üzerinde durulması gereken bir durumdur. Memorial Hastanesi Çocuk ve Ergen Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Uzm.Dr. Ayten Erdoğan çocukların anne ve babasına karşı neden saldırgan bir tutum sergilediğini anlattı. Çocuklar anne-babasına neden saldırganlık ve şiddet gösterir? Çocuklar anne-babaya karşı çeşitli nedenlerle saldırganlık gösterebilir. Bu nedenlerden hiçbiri saldırganlık ve şiddet tutumunun hoş görülmesini gerektirmez, ancak özellikle de ergen çocuğunuzun neden böyle davrandığını

Çocuklarda Şımarıklık

Kendilerinin dünyanın ekseni olduklarını sanan nürotik çocuklar mı yetiştiriyoruz? Bu durumu ciddiyetle incelememiz için “Şımartılmış Çocuk Sendromu” diyelim. İsteyen "bolca pohpohlanan çocuklar" da diyebilir... Değişmeyen tek yan örnek olarak verdikleri cümlelerin hepimizin kulağına tanıdık gelen hatta günlük yaşamda sık duyulanlar oluşları; Anne arabada kemersiz yolculuk yapmasına izin verdiği çocuğu için “kemerle bağlanmayı sevmiyor, çığlık atmaya başlıyor, ne yapayım ben de takmıyorum…” diyor. 9 yaşındaki kızları her gece TV önünde alakasız saatlerde resmen baygın uyur kalırken anne ve babası “yatağında yatmayı sevmiyor, korkuyorum diyor, ne yapalım biz de bırakıyoruz…” v.s. diye kendi becerisizliklerini gördükleri halde bahanelere kaçmaya yatkın bir şekilde açıklıyorlar. “Kıyamıyoruz”, “ama üzülüyor, ağlıyor hatta ağlamaktan katılacak diye korkuyoruz”, “Psikolojisini kötü etkilemek istemiyoruz” diye adlarına mazeret gösterilen çocuklar çok zamanımızda. Neden kaynaklanıyo

Anne ve Baba Arasındaki Sorunların Çocuğa Etkisi

Anne-babanın aralarındaki bazı tartışmaların çocuğa zararı yoktur. Ancak tartışmaların boyutları önemlidir. İnsanlar anlaşmazlıklarını tartışarak çözümlerler. Bu da çok doğaldır. Fakat tartışmalar; tartışmaktan öte, küfür, vurma, kırma, döğüşme şekline dönüşürse çocuğun dengesini zedeleyebilir. Çocuğa pek bir yarar sağlamayacağı gibi kızgınlık, öfke türü duygularını bastırması, kontrol etmesi gerektiği zamanlarda kötü bir örnek teşkil edecektir. Çocuğun; kendini koruyan, bakımını sağlayan kişilerin kontrolünü kaybettiğini görmesi, güvenini yitirmesine ve endişe duymasına sebep olacaktır. Bu tür örnekler ile karşılaşan çocukta; panik, korku, bazen de kabuslara rastlanabilir. "Hiçbir Şey Yok" Demeyin Bu tür davranışlar ile karşılaşan çocuğa "hiçbir şey yok" demek, açıklama yapmamak, belli etmemeye çalışmak çocuğu sakinleştirmeyecek, bilakis açıklama yapmadığınız için düşündüğü, hayal edeceği şeyler belki de daha kötü olacaktır. Diğer bir yönde anlaşmazlıklarınızı onu