Ana içeriğe atla

Ebeveynlik Testleri Tehlikeli

Ebeveynlik test sonuçlarının, çocuk, anne ya da bilinen baba ile biyolojik babadan oluşan taraflardan birinin veya birkaçının aileden dışlanmasına, aile birliğinin zedelenmesine neden olabileceği belirtildi. Ebeveynlik test sonuçlarının aile birliğine verebileceği zarar nedeniyle öncelikle babalık testi öneren ve yapan hekimin tarafların görebileceği olası tüm zararları tarafsızca öngörmesi, engellemesi beklendiği vurgulandı. Temel insan haklarından biri olan mahremiyetin korunması için, test materyalinden, sonuç belgesine kadar isim kullanılmaması gerektiği de vurgulandı. Test sonuçlarının yasal zorunluluk dışında taraflardan başka kimseye açıklanmaması önerildi.

Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıp Tarihi ve Deontoloji Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Nermin Ersoy, ebeveynlik testlerinin, beklenen yararın ötesinde bireylerin aleyhinde sonuçlar da doğurabileceğini belirtti. Prof. Dr. Ersoy, “Test sonuçları, çocuk, anne ya da bilinen baba ile biyolojik babadan oluşan taraflardan bir veya birkaçının aileden dışlanması, aile birliğinin zedelenmesi, tarafların sosyal olarak damgalanmasına neden olabilir” dedi.

Tarafların sahip oldukları ekonomik ve yasal koşulların test sonuçlarıyla değişebileceğini, yasal hak kaybına uğranabileceğini ifade eden Prof. Dr. Ersoy, şunları kaydetti:

“Testler, sosyal ve ekonomik zararlardan başka, yaşanabilecek hayal kırıklıkları ve bununla ilişkili olarak karşılıklı güven kaybı ve hatta çocuklarda anne, baba kavramlarının anlamını yitirmesi gibi ciddi psikolojik bozukluklara da yol açabilir. Çocuğun ailesinin parçalanması ya da biyolojik anne-babasının veya sosyal babasının dışlanmasıyla yaşayacağı ekonomik sıkıntı, onun sağlıklı gelişimini de tehlikeye düşürebilmektedir.”

HEKİMLERDEN BEKLENTİLER

Ebeveyn testlerinin doğuracağı tehlike ve zararların en aza indirilmesinde hekimlerin de önemli ödevleri olduğuna dikkati çeken Prof. Dr. Nermin Ersoy, şöyle devam etti:

“Çeşitli tehlikeler ve zararlar içerdiği için öncelikle babalık testi öneren ve yapan hekimden, tarafların görebileceği olası tüm zararları tarafsızca öngörmesi ve engellemesi beklenmektedir. Bu hekimin zarar vermeme ödevinin bir yükümlülüğüdür. Taraflara testten görebilecekleri yarar ile zarar tarafsızca belirtilmeli, özellikle çocukların yararı ön planda olmalıdır. Ebeveyn testlerinde tarafların mahremiyetinin korunması da diğer bir etik konudur. Temel insan haklarından biri olan mahremiyetin korunması için, test materyalinden, sonuç belgesine kadar isim kullanılmamalıdır. Test örnekleri üzerinde verilecek kod numarasının işaret ettiği isim ya da isimler, sadece testi öneren hekim tarafından bilinmelidir. Test sonuçları, yasal zorunluluk dışında taraflardan başka kimseye açıklanmamalıdır.”

Bu blogdaki popüler yayınlar

Çocuklarda Anne Babaya Yönelik Şiddet!

Özellikle ergenlik dönemindeki çocukların anne-babaya saldırgan davranması veya şiddet uygulaması oldukça sık görülen ancak hakkında fazla konuşulmayan bir durumdur. Anne-babaya yönelik şiddet; küfürlü konuşma, korkutma, tehdit etme, anne ya da babaya fiziksel zarar verme (itme, tekmeleme, eşyaları üzerine fırlatma, vurma), eşyalara ve eve zarar verme ya da bıçak vb. silahla tehdit etmeyi içerebilir. Anne-babaya yönelik şiddet ister bir kere yaşanmış olsun, isterse sürekli bir tutum olsun, mutlaka üzerinde durulması gereken bir durumdur. Memorial Hastanesi Çocuk ve Ergen Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Uzm.Dr. Ayten Erdoğan çocukların anne ve babasına karşı neden saldırgan bir tutum sergilediğini anlattı. Çocuklar anne-babasına neden saldırganlık ve şiddet gösterir? Çocuklar anne-babaya karşı çeşitli nedenlerle saldırganlık gösterebilir. Bu nedenlerden hiçbiri saldırganlık ve şiddet tutumunun hoş görülmesini gerektirmez, ancak özellikle de ergen çocuğunuzun neden böyle davrandığını

Çocuklarda Şımarıklık

Kendilerinin dünyanın ekseni olduklarını sanan nürotik çocuklar mı yetiştiriyoruz? Bu durumu ciddiyetle incelememiz için “Şımartılmış Çocuk Sendromu” diyelim. İsteyen "bolca pohpohlanan çocuklar" da diyebilir... Değişmeyen tek yan örnek olarak verdikleri cümlelerin hepimizin kulağına tanıdık gelen hatta günlük yaşamda sık duyulanlar oluşları; Anne arabada kemersiz yolculuk yapmasına izin verdiği çocuğu için “kemerle bağlanmayı sevmiyor, çığlık atmaya başlıyor, ne yapayım ben de takmıyorum…” diyor. 9 yaşındaki kızları her gece TV önünde alakasız saatlerde resmen baygın uyur kalırken anne ve babası “yatağında yatmayı sevmiyor, korkuyorum diyor, ne yapalım biz de bırakıyoruz…” v.s. diye kendi becerisizliklerini gördükleri halde bahanelere kaçmaya yatkın bir şekilde açıklıyorlar. “Kıyamıyoruz”, “ama üzülüyor, ağlıyor hatta ağlamaktan katılacak diye korkuyoruz”, “Psikolojisini kötü etkilemek istemiyoruz” diye adlarına mazeret gösterilen çocuklar çok zamanımızda. Neden kaynaklanıyo

Anne ve Baba Arasındaki Sorunların Çocuğa Etkisi

Anne-babanın aralarındaki bazı tartışmaların çocuğa zararı yoktur. Ancak tartışmaların boyutları önemlidir. İnsanlar anlaşmazlıklarını tartışarak çözümlerler. Bu da çok doğaldır. Fakat tartışmalar; tartışmaktan öte, küfür, vurma, kırma, döğüşme şekline dönüşürse çocuğun dengesini zedeleyebilir. Çocuğa pek bir yarar sağlamayacağı gibi kızgınlık, öfke türü duygularını bastırması, kontrol etmesi gerektiği zamanlarda kötü bir örnek teşkil edecektir. Çocuğun; kendini koruyan, bakımını sağlayan kişilerin kontrolünü kaybettiğini görmesi, güvenini yitirmesine ve endişe duymasına sebep olacaktır. Bu tür örnekler ile karşılaşan çocukta; panik, korku, bazen de kabuslara rastlanabilir. "Hiçbir Şey Yok" Demeyin Bu tür davranışlar ile karşılaşan çocuğa "hiçbir şey yok" demek, açıklama yapmamak, belli etmemeye çalışmak çocuğu sakinleştirmeyecek, bilakis açıklama yapmadığınız için düşündüğü, hayal edeceği şeyler belki de daha kötü olacaktır. Diğer bir yönde anlaşmazlıklarınızı onu